Kafkasların Büyülü Şehri Bakü
Kafkasya’nın en önemli ülkelerinden biri ve bizim “Kardeş Ülke” olarak gördüğümüz Azerbaycan Cumhuriyeti’nin, en batısında Hazar Denizi boyunca uzanan Bakü, Azerbaycan’ın başkentidir. Bakü, Kafkaslar’ın en büyük şehri, en önemli bilim, kültür ve ticaret merkezidir. Ülkenin en doğusundaki ve en önemli sanayi, ticaret ve kültür merkezi olmanın yanı sıra bir liman kenti olarak da önemlidir.
Bakü, zengin petrol yataklarıyla bilinen Abşeron (Absheron) Yarımadası’nın güney bölümünde yer alır. Petrol, kent ekonomisinin mihenk taşı ve petrol arıtma, kentin en önemli sanayi dalıdır. Geniş alanlar, iklimsel ve coğrafik koşulların yanı sıra Bakü, tarihte İpek Yolu üzerindeki en önemli kavşak noktalarından biriydi. Kent, tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış en eski doğu kentlerindendir. Şehirde yaşayanların büyük çoğunluğunu Azerbaycan Türkleri oluşturmaktadır.
Keşfedilmeye Değer
Azerbaycan batı Asya ile Doğu Avrupa’nın kesişim noktasında yer alan ülke Kafkaslar’ın en önemli ticaret ve kültür merkezi olarak keşfedilmeyi bekleyen birçok güzelliği barındırmaktadır.
Azerbaycan’ın Değişen Yüzü – Bakü
Bakü, içinde bulunduğu coğrafyanın sahip olduğu kültürel miraslar ve ülkenin tarihi dokusu yanı sıra değişen modern mimari yüzü ile ziyaretçilerine büyüleyici bir atmosfer sunmaktadır.
Ne Zaman Gidilir?
Bakü’ye Azerice Bakı deniyor ve “Rüzgârlı Şehir” anlamına gelmektedir. Yaz – kış rüzgâr var ama yazın rüzgârın sizi serinleteceğini sanmayın. Ağustos ve Temmuz’da 35-40 dereceye varan sıcaklık normal karşılanıyor. Kara iklimi etkisinde olan Bakü’yü gezmek için en iyi zamanlar Mayıs, Eylül ve Ekim. Diğer zamanlarda serin ya da çok şiddetli rüzgârlı olabiliyor.
Nasıl Gidilir?
Bakü’ye İstanbul’dan ve Ankara’dan haftanın hemen her günü direkt uçuşlar vardır.
Azerbaycan Vize İşlemleri Nasıl Yapılır?
Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları Azerbaycan’a vizesiz ve pasaportsuz geçebilmektedirler. Kimlikle geçişler sadece yeni çipli kimlikle gerçekleşmektedir. Yeni kimlik kartı ve pasaport haricinde ehliyet vb. Kartlar ayrıca yeni kimlik başvuru esnasında verilen geçici kimliklerle geçiş sağlanamamaktadır. Yeni evli olup, soyadı değişim başvurusunda bulunan ve yeni kimliği henüz eline geçmemiş olanlar için geçiş gümrük memuru inisiyatifindedir.
Bakü’de Nereleri Gezmeli ?
İÇERİ ŞEHİR (İçərişəhər)
Bakü’nün tarihini yansıtan eski kale duvarları, Kız Kalesi, Şirvanşahlar Sarayı Kompleksi, müzeleri, camileri, modern binaları ve yeşil parkları gibi önemli yapılar İçeri Şehir’de yer almaktadır.
Bakü – ortaçağ şehri, Şirvanşahlar devletinin ikinci başkentidir. Tarihi sokaklar ve ortaçağ camileri ve Kale duvarları ile çevrilidir. Halk arasında Şato da denilmektedir. İçeri Şehir antik yerleşim yeri Azerbaycan halkının değerli kültürel mirasıdır. Şu anda hem konut mahallesi, hem de tarih-mimarlık kompleksi durumundadır. Yapılan kazılardan ilk yerleşimin bronz döneminde olduğu görülmektedir. İçeri Şehir genel olarak bir şehircilik kültürü örneğidir. Buradaki üç anıt – Kız Kulesi, Şirvanşahlar Sarayı, Muhammed Camii ve 28 anıt ise önemlidir. İçeri Şehir kompleksi 1977’de tarih-mimarlık korusu durumu almıştır. UNESCO’nun Dünya Miras Komitesi’nin 2000. yılında Avustralya’nın Cairns kentinde yaptığı 24. oturumda Şirvanşahlar Sarayı ve Kız Kulesi ile birlikte Dünya Mirası olarak kabul edilen İçeri Şehir, Azerbaycan’dan Unesco Dünya Mirası listesine dâhil olan ilk yapıdır.
KIZ KALESİ (Qız Qalası)
Kız Kalesi – Bakü’nün yanı sıra Abşeron’un en muhteşem ve gizemli mimarlık abidesidir. Kale eski şehirin (İçerişehir) güneydoğu bölümünde, deniz parkın (bulvar) yakınında bulunmaktadır. Kule şekilli bu nadir abidenin henüz ortaya çıkmamış tarihi-mimari sırları fazladır.
Yüksekliği 28 metre, çapı zemin katında 16,5 metredir. Birinci katta duvarın kalınlığı 5 metreye kadar ulaşmaktadır. Kalenin iç bölümü 8 kata ayrılmıştır. Her zemin yontma taşlarla inşa edilmiş, kubbe biçimli tavanla örtülmüştür. Kale 1964 yılından müze olarak faaliyet göstermeye başlamış, 2000 yılında UNESCO (UNESCO) Dünya Mirası listesine alınmıştır. Kalenin adının etimolojisi ile ilgili çeşitli görüşler olsa da, efsaneye göre kardeşi (bazı kaynaklarda hükümdar babası) tarafından kalede esir tutulan kız bu işkenceye dayanamayarak kendini kalenin başından Hazar denizinin sularına bırakmıştır. Kalenin adının ile ilgili diğer efsaneye göre ise, hiçbir zaman düşmanlar tarafından ele geçirilemediğinden, kale halk arasında bakirelik simgesi olarak Kız Kulesi adlandırılmıştır. Diğer rivayete göre ise kale önce “Göz Kalesi” adlandırılmış, zamanla ise bu isim halk deyiminde değişerek “Kız Kalesi” şeklini almıştır. Kale duvarları üzerindeki bir kitabede Arap dilinde: “Davud’un oğlu Mesut’un kulesi”. Yazmaktadır. Bazı araştırmacılar bu şahsın Kız Kalesi’ni inşa ettiren feodal bir soylu olduğunu tahmin ediyorlar. Fakat bu tür kitabelerde, genellikle, mimarların adının belirtildiği dikkate alınırsa, Davud’un oğlu Mesut’un Kız Kalesi’ni inşa eden mimar olduğunu söylemek mümkündür. Kitabenin yazı üslubu ve hattı XII yüzyıl yazısına yakın olduğundan Kız Kalesi’nin bu dönemde inşa edildiği tahmin ediliyor. Diğer taraftan birçok araştırmacı görüşüne göre Kufi yazılarından X-XII yüzyıllarda kullanıldığı için Kale (üst katı) bu yüzyılda inşa edilmiştir. Kız Kalesi’nin ilk olarak hangi amaçlarla inşa edildiği bilinmese de, Bakü’nün savunması amacı ile kullanıldığı ve Şirvanşahların en sağlam kalelerinden olan Bakü kalesinin baş kulesi rolünü oynadığı tahmin edilmektedir. Kalenin güney ve güneydoğu yönlerine, özellikle denizi kontrol altında tutmak için mazgallar düzeltilmiştir. Bunlar kalenin içerisine temiz hava girmesini sağlamıştır. 1962-1963 yıllarında kalenin birinci katının tabanında arkeolojik kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. 5 metre derinliğe kadar sürdürülen bu kazı sonucunda, anıtın temeli deniz yanına inişli olan dev bir kayanın üzerinde inşa edilmiştir. Kalenin duvarının genişliği temel bölümde 5 metre, üst kısmı yaklaşık 4,5 metredir. Kız Kalesi’nin ilginç hususlardan biri de, kaya oyularak yapılmış su kuyusun olmasıdır. Çapı 0,7 metre olan bu kuyu kalenin güneydoğu duvarının içindedir. Su kuyusunda yapılan kazı çalışmalarında, XII yüzyıldan başlayarak kullanıldığını görülmektedir. Savaşta, kuyunun güvenliğini sağlamak için, kuyu kale duvarı içerisinde saklamışlar.
ŞİRVANŞAHLAR SARAYI
Halilullah zamanında (1417-1465) Azerbaycan mimarisinin en önemli eserlerinden olan Şirvanşahlar sarayı kompleksini inşa edilmiştir. Şirvanşahlar Sarayı muhtemelen temeli XIV. Yüzyılda atılmış I. Halilullah zamanında tamamlanmıştır. Saray kompleksi birkaç binadan ibarettir. Büyük saray binası, Divan, Türbe, minareli mescit, hamam, Seyid Yahya Bakunin türbesi bu komplekse dâhildir. Saray 52 odalı iki katlı esas bina ve ilave yapılardan oluşuyor. Güneyde XV. Yüzyıldan kalma Keygubad Camii vardır. Giriş yandandır. Güney duvarında mihraba yakın ve girişi camiye açılan, sağlam kesme taştan sekizgen biçiminde Seyid Yahya Bakuvi Kümbedi (türbe) vardır. Anadolu Selçuklu kümbetlerini andıran yapıda, kubbenin içi palmet ağı biçiminde süslemelerle kaplı olup, dıştan sekizgen piramit külah ile örtülüdür. Batı tarafta, saray kapısının karşısına düşen 845/1441 tarihli Saray Camii sağlam olarak korunmuştur. Sarayın Divanhane denilen bölümü, XV. Yüzyılda yapılmış olup, Ahlat’ta 897/1492 tarihli Bayındır kümbetine benzerdir. Fakat Divanhane sekizgen yapıdadır. Mimari üslubu gibi zamanı bakımından da Ahlat ile yakın bağlantı halindedir. Şirvanşahların Akkoyunlularla çok iyi münasebetleri vardı. Bayındır Kümbetdinin mimarı Baba Can da Bakü’den Ahlat’a gelmiş olabilir. Anadolu’da XIII – XIV. Yüzyıllara ait eserlerde Azerbaycanlı ustaların çalışmış olduğu kitabeler ile belirtilmiştir. Komplekse dâhil olan yapılar farklı zamanlarda inşa edilse de, tek bir mimarlık üslubu gözlenmiştir. Bu özellik Osmanlı mimarisi (Özellikle Topkapı Sarayı) ile benzerliği ortaya koymaktadır.
BAKÜ MİNİATÜR KİTAP MÜZESİ (Baku Museum of Miniature Books)
Bakü’deki tarihi İçerişehir’de bulunan dünyanın ilk ve tek Minyatür Kitap Müzesi, minyatür kitapların en çok sergilendiği kitaplardan dolayı Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi. Sadece 7,5 santimetreden küçük kitapların minyatür kitap olarak kabul edildiğini, koleksiyonun yer aldığı müzede; dünyanın 71 ülkesinden 5 bin 600’den fazla kitap sergileniyor.
Müzede en küçük kitabın rekoru ise Japonya’nın ünlü Toppan yayınevi tarafından basılan eni ve boyu 0,75 milimetre olan ”Dört Mevsimin Çiçekleri” isimli kitaba ait. Yirmi iki sayfalık bu kitap, özel mikroskop vasıtasıyla okunabilmektedir.
Bakü’ye gelen turistlerin uğrak yeri olan müzede, 71 ülkede basılmış kitaplar bulunuyor. Müzede, minyatür kitapların yanı sıra farklı büyüteçler yardımıyla okunabilen mikro kitaplar da yer alıyor.
Müzenin kurucusu ve koleksiyonun sahibi Zarife Salahova, herkesin rahatlıkla gelip dünyanın ilk ve tek minyatür kitap müzesinin ücretsiz gezilebileceğini belirtmektedir.
KIZ AĞACI (Qız Ağacı)
Bakü ‘deki tarihi İçerişehir’de bulunan “Kız Ağacı “; Ressam Ali Şemsi ‘nin 90 yıllık dut ağacına çizdiği kadın resimleri sayesinde yeniden hayata dönmüştür. Bu ağacın sevgi ve ilgi konusunda ders almamız gereken ilginç bir hikayesi vardır.
Ressamın atölyesi bu dut ağacının hemen karşısındadır. Ressam atölyesine her gelişinde ağacın biraz daha kurulduğunu görür ve duruma çok üzülür. Ağacın üzerinde görenlerin yüzünde tebessüm oluşturan bu kadın resimlerini çizer. Bu sokaktan geçen herkesin dikkatini çeken bu ağaç kısa sürede büyük ilgi toplar. Bir süre sonra ağaçta gözle görülür iyileşme olur.
Kız ağacı yerli ve yabancı pek çok turistin ilgisini çekmeye devam etmektedir.
AZERBAYCAN DEVLET FİLORMANİYASI (Azərbaycan Dövlət Filarmoniyası)
Azerbaycan Devlet Filarmoni, Cumhuriyetin kültür hayatında vazgeçilmez bir rol oynamaktadır. 1910-1912’de “Halka açık toplantıların yapılması” projesi olarak inşa edildi. Azerbaycan’da Sovyet iktidarının kurulmasından sonra, 1920’de topluluklar, şarkıcılar ve müzik severler bu binada toplandı. Çarlık Rusya döneminde inşa edilmiş kentin en görkemli yapılarından biridir. Bakü Filarmoni Binası günümüzde klasik batı müziği ve Azerbaycan müziği eserleri sunulur. Sarı ve beyaz renklerde iki kuleli büyük bir binadır. Azerbaycan Devlet Filarmoni, Cumhuriyetin kültür hayatında vazgeçilmez bir rol oynamaktadır.
AZERBAYCAN ULUSAL GÜZEL SANATLAR MÜZESİ (Azərbaycan Milli İncəsənət Muzeyi)
1936 yılında kurulan Azerbaycan Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi, Azerbaycan’ın en büyük sanat müzesidir. İki tarihi binadan ve 60 odadan oluşan, başkent Bakü’nün en önemli müzelerinden biri olan Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi, 15 binden fazla sanat eseri koleksiyonuna sahiptir. Azerbaycan’ın klasik güzel sanatlarının yanı sıra Türkiye, Rusya, Çin, İran, Japonya ve Batı Avrupa’dan da eserler bulunmaktadır.
Müze şehrin merkezinde Niyazi Sokağında bulunmaktadır.
AZERBAYCAN HALI MÜZESİ (AZƏRBAYCAN XALÇA MUZEYI)
Dünyanın ilk halı müzesini de barındıran başkent Bakü’deki halı müzesi, Azerbaycan halıcılık sanatının en nadide eserlerine ev sahipliği yapıyor. Şehrin merkezinde bulunan bu müze Bakü’nün en önemli müzelerinden bir tanesidir. Azerbaycan’ın ünlü halıcısı ve ressam Letif Kerimov’un öncülüğünde inşasına başlana müze, 1967 yılı itibari ile hizmete açılmıştır.
Müzenin temel amacı, Azerbaycan halılarını ulusal sanatsal mirasın en önemli bileşenlerinden biri olarak korumak ve kapsamlı ve kapsamlı bir şekilde halka sunmaktır.
UNESCO’nun somut olmayan kültürel miras listesinde yer alan Azerbaycan halı sanatı, büyün dünya tarafından yakından tanınmaktadır. Bu halıları, dünyanın en ünlü müzelerinde görmek de mümkün. Londra’da Victoria ve Albert müzesinden, Washington’da Metropolitan Müzesi’ne kadar pek çok yerde Azerbaycan halıları sergilenmektedir.
NİZAMİ GENCEVİ AZERBAYCAN EDEBİYAT MÜZESİ
Nizami Gencevi onuruna Azerbaycan Edebiyatı Müzesi, Bakü’de 12. yüzyıl şairi Nizami Gencevi’nin 800’üncü doğum yıldönümü münasebetiyle 1939 yılında kurulan, 1945’te ziyarete açılan edebiyat müzesidir.
Şehrinin tam merkezinde çekici görünümü ile dikkatleri çeken bina, eyvanı mavi-yeşil taşlarla süslenmiştir. Azerbaycan’ın 6 görkemli söz üstadı olan, Füzulinin, Vaqifin, M.F.Axundovun, Natəvanın, C.Məmmədquluzadənin və C.Cabbarlının muhteşem heykelleri bulunmaktadır. Müze Azerbaycan şairi Nizami Gencevi’nin adını taşımaktadır.
Müze binası 30 ana ve 10 ek salondan oluşuyor. İçerisinde üç binden fazla el yazması, resimler, minyatürler, Nizami Gencevi hatıraları ve çeşitli objeler sergileniyor. Müze içerisinde yer alan en önemli eser ise şair Nizami tarafından kaleme alınmış 1413 yılı “İskendername”dir.
NİZAMİ PARK
İçerişehir’e giriş kapısı olan Qoşa Qala Kapısı’nı geçinde ana caddenin karşısında bulunan parktır. Bu parkın içinde şair Nizami Gencevi‘nin devasa bir heykeli bulunmaktadır
NİZAMİ CADDESİ
Bakü’nün merkezinde yer alan Fıskiye Meydanı, kentin en iyi alışveriş alanıdır. Meydan ve etrafındaki araçlara kapalı olan alışveriş caddeleri, çok sayıda lüks alışveriş mekânlarına ev sahipliği yapmaktadır. Nizami Caddesi, kentin en önemli alışveriş caddesidir. Bu yayalara ayrılmış alışveriş merkezi, her kategoriden dükkâna sahiptir. Caddedeki binalardaki mimari çok etkileyicidir.
ATEŞGAH
Ateşgah” XVII-XVIII yüzyıllarda doğal gazın çıktığı ebedi, sönmez alevlerin yerinde inşa edilmiş kutsal ziyaretgâhtır. Tapınağın en erken yapısı 1713 yılına aittir. Merkezi tapınak-sunak ise 1810 yılında Hindistanlı tüccar Kançanagaran tarafından yaptırılmıştır.
Ateşgah denizden biraz uzakta, Abşeron yarımadasındaki Saruhanı (Suraxanı) köyünün güneydoğu sınırlarında, petrol madenlerinin yakınında bulunmaktadır.
Hücreler ve şapel XVII-XIX yüzyıllar arasında, farklı zamanlarda inşa edilmiştir. “Ateşgah” Bakü’ye gelerek burada yerleşen ve aslen kuzey Hindistan’dan olan sinkhlər tarikatına mensup hint toplumu tarafından inşa edilmiştir.
Ateşgah, yapısına göre şehir hanlarına benzemektedir. Mabedin ortasında gece – gündüz devamlı yanan bir ateş vardır. Söylentiye göre bu eskiden doğal bir ateşti, şimdi ise tapınağın ortasındaki kuyudan çıkan doğal gaz verilerek yakılmaktadır. Ateşgah’ta yanan ateş etrafında küçük odalar bulunmaktadır. Bu odaların yine küçük birer penceresi ateşi görmektedir. Eskiden hac için buraya gelen Zerdüştler bu odalarda konaklar, pencereden sürekli ateşi izler ve kendilerine çeşitli işkenceler yaparak ibadetlerini gerçekleştirirlermiş.
21 Mart Nevruz günü ziyaretçi akınına uğrayan Ateşgah’ta Zerdüşt dinine inananlar, geçmiş dönemde çilehane olarak kullanılan şimdi müzeye çevrilmiş odaları ziyaret ederler.
Her odanın giriş kapısının üzerinde de Sanskritçe yazılı kitabeler asılmıştır. 7. yüzyıla kadar Mecusilerin tapınağı olarak kullanılan Ateşgah, o dönemlerde buradan geçen kervanların konaklama yeriydi. Mecusilere göre çok mukaddes olan Ateşgah 7. Yüzyılda Azerilerin İslam’ı kabul etmesiyle önemini yitirdi ancak 19. Yüzyıla kadar bir kâhin burada hizmet etmeye devam etti.
Azerbaycan, İslamiyeti kabul edince Zerdüştler buradan Hindistan’a göçmüş, bir kısmı da başka ülkelere dağılmıştır. Bugün bile Hindistan’dan mabede ziyarete gelenler olur. Ateş hala Azerbaycan’da önem taşımaktadır.
Ateşgah, 1972 yılından müze olarak faaliyet gösterse de 1975 yılında restore edildikten sonra Devlet Tarih- Mimarlık Müze – Tarih şubesine dönüşmüştür. Eskiden olduğu gibi buraya her yıl yüzlerce turist gelmektedir. Bunlar arasında çeşitli dinlerin temsilcileri de bulunmaktadır.
YANARDAĞ
Zengin petrol ve gaz yatakları olan bölgede bulunan “Yanar dağ” tektonik olaylar sonucu toprak yüzeyine çıkan gazların yanması ile oluşmuştur. İlk insanlar ışık ve ısı kaynağı olan daimi alevlere tapmışlardır. Bunun sonucunda dini öğreti olan ateşperestlik ve onun kutsal kitabı “Avesta” meydana gelmiştir. Dünya ateşperestlerinin kutsal mekânına dönüşen “Yanar dağ” abidesi birçok Doğu halklarının hayatında önemli rol oynamıştır. Kendi mabetlerinde daimi alevlerin yanmasını isteyen ateşperest medyumlar işte burada seramik borularla gazı bir yerden bir yere nakil etmenin mümkün olduğunu bulmuşlardır.
KALE ARKEOLOJİ VE ETNOGRAFYA MÜZESİ KOMPLEKSİ
(Qala Archaeological and Ethnographic Museum Complex)
2008 yılında, Abşeron yarımadasın da tespit edilen arkeolojik bulgular, Kale – Arkeolojik (Açık Hava Müzesi) – Etnografya Müzesi kompleksi olarak, ziyarete açılmıştır.
156 hektarlık bir alanı kaplayan kompleks içerisinde, 216 tane mimari ve arkeolojik eser bulunmaktadır. Burada bulunan eserler arasında, en eski tarihi eser M.Ö III bin yıl öncesinden beri insan yaşadığını görmekteyiz.
Komplekste, Abşeron yarımadasında bulunmuş ve M.Ö. III-II bin yıl dönemi kapsayan kaya resimleri, seramik, ev ve süs eşyaları, silahlar ve paralar koruma altına alınarak, Kale – Arkeolojik (Açık Hava Müzesi) – Etnografya Müzesi kompleksi içerisinde sergilenmektedir.
Beş bin yıllık tarihe sahip olan Kale köyü birkaç mahalleden oluşmaktadır. Bunlardan Terekeme, Balaverdi, Hacı Ramazan, Çemberekend bugüne kadar tarihi yapısını koruyabilmiştir.
Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü, 2010-2011 yıllarında Abşeron yarımadasında arkeolojik kazı çalışmaları yaptı. Kazılar sonucunda M.Ö. III-II bin yılına ayrıca, XIV-XV yüzyıllara ait çeşitli bulgular tespit edilmiştir. Kale anıt kompleksin de Tunç dönemine ait kaya ve kaya altı yerleşim meskenleri, kaya üstü tasvirler, antik temeler, ilkel duvar kalıntısı, X-XIV ve X-XV yüzyıllar arasında Hazar Denizi ve Bakü yönünde iki yeraltı yol, XVIII yüzyılın yadigârı fırın sergilenmektedir. Buradaki kayaların üzerinde özellikle insan ve hayvan figürleri kaydedilmiş.
Komplekse dâhil olan, X-XIV yüzyıla ait Kale, Kale – kuleden ve surdan oluşmaktadır. Gözlem ve muhafaza amacıyla kullanılan X-XIV yüzyıla ait kulenin yüksekliği 13,8 metredir. XVI-XVII yüzyıl da yapılmış olan surda X-XVI yüzyıllara ait altın paralar, altın bilezik kalıntıları, seramik örnekleri sergilenmektedir.
KOBUSTAN MİLLİ PARKI (QOBUSTAN)
Bakü’den 56 km uzaklıkta Qobustan kasabasında yer almaktadır. Azerbaycan’ın en eski ve zengin tarihi abidelerinden biri, dünyada kaya üstü tasvirleriyle tanınmış Qobustan’dır. Qobustan’da Büyüktaş, Kiçiktaş, Cingirdağ, Songardağ ve Şıhgaya dağlarında taş döneminin, kaya üstü tasvir, kamp, yaşam meskeni, mezar abideleri bulunmaktadır.
BAKÜ HAYDAR ALİYEV KÜLTÜR MERKEZİ (BAKİ HEYDƏR ƏLİYEV MƏRKƏZİ)
Azerbaycan’ın en önemli yapılarından biri olarak gösterilen Haydar Aliyev Kültür Merkezi, 2007’de düzenlenen bir yarışmanın sonucunda Zaha Hadid tarafından tasarlanmıştır. Azerbaycan Cumhuriyeti tarafından yaptırılan bu eser, modern, sıradışı ve futuristik mimarisi ile Azeri toplumunun geleceğe yönelik yaklaşımının da bir sembolü olarak görülmektedir.
Kültür merkezi, adını 1969-2003 yılları arasında Azerbaycan’a liderlik yapmış olan Haydar Aliyev’den almıştır ve açılışı dönemin Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in katılımıyla gerçekleşmiştir.
BAKÜ ULUSAL BAYRAK MEYDANI
Bakü’deki Ulusal Bayrak Meydanı’nda dalgalanan Azerbaycan bayrağı, Dünyanın en uzun bayraklarından birisidir. Guinness Rekorlar Kitabı, 29 Mayıs 2010’da Azerbaycan bayrağı direğinin dünyanın en uzun bayrak direği olduğunun onaylamıştır.
Yüksekliği 162, çapı 3.2, üst kısmının çapı 1.09 metredir. Bayrak genişliği 35 metre, uzunluğu 70 metre, toplam alanı 2450 metrekaredir.
BAKÜ ALEV KULELERİ
Alev şeklindeki yapı tamamıyla Azerbaycan Cumhuriyetinin devlet sembolü olan “Bakü’nün Sonsuz Alevini” sembolize eden Animasyonlu Işıklandırma Sistemi ile donatılmıştır. Proje alanı yaklaşık olarak 28,000 m2 olup proje maksimum yüksekliği 181 metreye ulaşan 3 adet kuleden oluşmaktadır. Alev kuleleri 2012 yılında inşa edilmiştir. Şehrin en uzak noktasından bile rahatlıkla görülmektedir.
BAKÜ HÜKUMET KONAĞI (HÖKUMƏT EVİ)
(1924-1952) Hükumet Konağı saray tipi tarihi binadır. Saray Gotik mimari tarzında inşa edilmiş olup, binanın inşasında kullanılan yapı malzemelerinin bir bölümü yurtdışından getirilmiştir. Binanın mimarları Lev Rudnev ve Vladimir Munts’dir.
BİBİHEYBET CAMİİ
Bakü’de bulunan tarihi camii 13. yüzyılda Şirvanşah II. Ferruhzad tarafından inşa ettirilmiştir. Yapı 1936 yılında Sovyet rejimince yıkılmış, Azerbaycan bağımsızlığını kazandıktan sonra cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in teşebbüsü ile 1998’de yeniden inşa edilmiştir
BAKÜ ŞEHİTLER HİYANABI
Bakü uğruna savaşlarda şehit düşmüş Azerbaycanlı ve Türk askerlerinin defnedildiği yerdir. 1918 yılında Rus – Azeri ihtilafı sırasında Osmanlı İmparatorluğu Azerbaycan’a asker göndermiştir. 1130 Türk Askeri şehit düştüğü savaşı Rus Ordusu kaybetmiştir.
Sovyet döneminde 1924-1990 yıllarında şehitlik lağvedilmiş ve yerinde Dağüstü Park (eğlence merkezi) yapılmıştır.
Azerbaycan’ın SSCB’den ayrılmasını takiben, bu olayın anısına bir anıt ve şehitlik yapımı, Türkiye ve Azerbaycan hükümetlerinin anlaşması ile gündeme gelmiştir. Bu doğrultuda, Azerbaycan devleti, Karabağ Şehitliği’nin de yer aldığı, Bakü Şehitler Hıyabanı’nda bir alanı Türk Şehitliği ve Anıtı’nın yapımı için tahsis etmiştir. Çevresinde ulu çınarlar bulunan, 27 metreye 72 metre boyutlarındaki dikdörtgen Şehitlik Alanı, Azeri halkı için manevi değeri olan bir şehir parkının girişinde konumlanmıştır. Yakın çevresinde tarihi bir cami ve türbe yer almaktadır. Proje, günlük ziyaretler ve törensel kullanımlara yönelik bir kurgu içinde, şehit askerlerin anılması ve iki ülke kardeşliğinin simgeleştirilmesini amaçlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin temsil edilmesi yönünden de ayrıca önem taşır.
Şehitler Hıyabanı yurtdışından Azerbaycan’a gelen resmi heyetlerin protokol ziyaret yerlerinden biridir. Bunun yanında şehir parkından Hazar denizi ve Bakü şehrinin muhteşem manzarası izleyebilirsiniz.